Alaf
| Mısır saplarının kurutulmuş bağ şekline gelmiş hali. Kışın hayvanların yemesi için hazırlanır. |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Alkuru (Arkuru)
| Dik değil, enine |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Amel
| İshal |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Andır
| Hakaret sözü, uğursuz |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Anuk
| Nane |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Aşana
| Mutfak |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Aşana(Aşhane)
| Mutfak |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Avlo(O uzun)
| Evin yakınında,mısır ekilen, ayrıca çeşitli sebzelerin yetiştirildiği bir tür tarla |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Ayama
| Lakap |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Başak
| Fındık toplandıktan sonra bahçede (dalda veya yerde ) kalan |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Behni
| Ahırda bağlı olan hayvanların önünde bulunan, yem ve benzeri maddelerin konulduğu kısım |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Bileki
| Ekmek. Taştan tepsi içine hamur halinde konduktan sonra üstü kestane yaprağı ile örtülür. Yaprakların üstüne de köz konularak hem alttan hem üstten pişmesi sağlanır. |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Bileki taşı
| Ekmek pişirmede ateşin içine konularak kullanılan bir tür tepsi |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Bôce,böce (Börülce?)
| Fasulye |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Böcük
| Böcek |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Camış
| Manda |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Cemek
| Övenderenin arkasındaki demir parçası. (temizleme demiri) |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Cıbır
| Fakir |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Cılga(Yol)
| İnce, patika yol |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Cicik
| İnek memesi |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Cuğul (Cuvul)
| Koçanı erginleşen mısır bitkilerinin kesildikten sonra kuruması için dik halde birbirlerine yaslanarak tarlada istiflenmiş hali. Daha sonra uygun zamanda mısırın kelleleri (koçan) derildikten sonra on- onbeş kök bir bağ yapılır ve bu bağlar tekrar aynı şekilde dik olarak istiflenir. Buna çıtak da denir. |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Cücük
| Civciv |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Çakıl
| Olgunlaşmamış, ham meyve |
Gönderen:Fatih Yaran |
|
Çaltı,çaltu
| Akasya |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Çanak
| Tas, kase |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Çangal
| Kesilmiş uzun ağaç dalı. Ör: Fasulye Çangalı |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Çarpı
| Ceviz dökmek için kullanılan sırık |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Çatısmak
| Karşılaşmak. Ör: Ahmetle yolda çatıştım. |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Çatmak
| Yetişmek |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Çec (Fındık)
| Kavşsağından ayıklanmış kabuklu fındık |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Çıkın
| Küçük Bohça |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Çıtak
| Bkz. Cuğul |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Çimmek
| Yıkanmak |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Çise
| Hafif Yağmur |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Çit
| İçine mısır konulan aralıklı, oda büyüklüğünde bölme |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Çivit
| Çekirdek(Meyve ,Sebze) |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Çolapa
| Beceriksiz |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Çon almak
| Halk usulu hayvan tedavisi için hayvanın sırtından kan almak |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Çubukluk
| Hey ve sepet üretiminde kullanılanılır. Masti ismi verilen, bu iş için uygun olan fındık dalları 4-5 parçaya ayrılarak çubukluklar elde edilir. Çubuklukların örülmesiyle sepet ve hey yapılır. |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Dadanmak
| Bir şeye alışmak ve onu devamlı sürdürmeye çalışmak. (Çoğu kere olumsuz manada kullanılır.) Deyim: Dadandığı yere tuz ekiyor. Yani oradan sonuna kadar istifade ediyor ve onu bitiriyor. |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Dastar
| Artan iplerden örülen bir tür kilim |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Delek
| Dilsiz, sağır |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Depük (Depik)
| Kuru, ıslak değil |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Ditmek (Yün)
| Yünü birbirinden ayırarak kabartmak |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Divan
| |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Divana
| Divanın bulunduğu oda. Hol |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Divane
| Hol, koridor |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Dolak
| Kaşkol, boyun atkısı |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Düğlükçü
| Kız istemeye gelen aile |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Ekleşmek
| Şaka yollu takılmak |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Elecek
| Dibeğe vuran tahta tokaç |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Emişik
| Süt kardeş. Aynı kadından süt emmiş |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Emme
| Fakat |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Emmi
| Amca |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Evinlemek
| Ayıklamak |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Evmek
| Acele etmek (ivmek) |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Eyiş
| Sacla ekmek pişirirken, bir yüzü pişen ekmeğin diğer yüzünün çevrilmesi için kullanılan, demirden yapılma, saplı düz âlet. Sobadan kül almak için de kullanılırdı. |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Eynini giymek
| Üstünü giymek |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Fer
| Güç |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Feşel
| Yaramaz |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Fıraktı
| Tarla ve bahçelerin arasında hayvanların geçmesini engelleyen tahta geçek |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Gargalak
| Sel sularının nehirlerle deniz kenarına taşıdığı çalı, çırpı |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Gasbane
| Kasten, inadına |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Gaybete
| Ezbere, haber vermeden |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Geçek
| İki arazi arasında geçişi sağlamak için yapılmış basit kapı veya düzenek |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Geçgere
| Toprak ve benzeri katı malzemeleri taşımada kullanılan, tahtadan yapılan, ön ve arkasında ikişer kolu bulunan basit gereç |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Geçmek
| Şikayet etmek |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Gelberi
| Daha çok harmandaki fındığı biraraya toplamakta kullanılan gereç |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Gerdel
| Sığırların yal kabı |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Gerdemüz
| Geveze, ileri geri konuşan |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Gero (O uzun)
| Fındık veya meyve toplarken ağacın dalını yaklaştırmaya yarayan, ağaç dalından yapılmış gereç |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Gıbınmak
| Bir tür nazlanmak |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Gıdık
| Küçük sepet |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Gılik
| Sacda ekmek yapılırken, kenarlara yerleştirilen bazlamaların arasında ortada kalan boşlukta pişirilen küçük ekmek |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Girebi
| Baltadan küçük, bahçede gezenlerin yanında taşıyabiecekleri, kesici alet |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Godoşlamak
| Dayılanmak |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Goğuz
| Tam dolu değil, doluya yakın |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Goruk
| İçi boş fındık |
Gönderen:Fatih Yaran |
|
Göcek
| Küçük Hey. Fındık toplamada kullanılır. |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Göden
| Kurbağa |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Göğüslük
| Okul önlüğü |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Gönümüş
| Aşırı olgınlaşmış meyve. İyidir, ama sonrası çürümedir. |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Göv
| Yeşil |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Gübür
| Toz |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Güneş Çavması
| Güneş vurması |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Güvey
| Damat |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Haçan
| Ne çabuk |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Ham Balcan
| Domates |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Hamamlık
| Banyo |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Hareni
| Büyük kazan |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Harın
| Çok çalışan |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Has Balcan
| Patlıcan |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Haşa
| Beyaz çamaşırları yıkamadan önce, yumuşatmak amacıyla, hey içinde kül suyu ile bekletme işlemi |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Havli
| Evin yanındaki sebzelik |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Hayasuk
| Zayıf, Solgun |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Hayın(hain)
| Yaramaz |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Hey
| Sırtta yük taşımak için kullanılan, çubuklukların örülmesiyle oluşturulan kap. Çubukluklar bu işe uygun masti ismi verilen fındık dallarının 4-5 parçaya ayrılmasıyla yapılır. |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Hışır
| Yıpranmış, eski, zayıf |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Hopal
| Köpek yavrusu |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Horuk
| Meyve ağaçlarına çıkılmasını önlemek için, ağacın ilk çatalına konulan diken ve benzeri engel |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Höşül
| Pekmez yapmak için haşlanmış dutun posası |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Ilıncak
| Salıncak |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Irıp
| Püf noktası. Bir işin ırıpını bilmek |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Kabartlak (incir)
| Henüz olgunlaşmamış incir |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Kabasdul (Kabastul)
| Kaba |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Kase
| Tas |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Kaş (Gaş)
| Arazide çok dik kısmın üst noktası |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Kavşak
| Fındığın yeşil veya kurumuş dış kabuğu |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Kaybana (Gaybana)
| Kötü, başbelası anlamında |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Kayda (Gayda)
| Tarz.Ör: Onun gaydasına uymak zor |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Keçemen
| Kertenkele |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Kekil
| Kekeme |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Kelecoş
| Mısır ekmeğini doğrayıp üzerine sarımsak |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Keleker
| Büyük kalın palto |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Kelem
| Pancar v.s nin gövdesinin dış kabuğu soyulduktan sonra iç kısmı yenir |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Kemre
| Bekletilmiş hayvan gübresi |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Kenayi
| İnadına |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Kepir
| Fırınlanmış mısırın el değirmeninde çekilerek parçalanmış hali |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Kertmek
| Genellikle ahşap bir şeye kesici bir aletle işaret yapmak. |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Kese
| Kestirme yol. |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Kesmük
| Mısır koçanının taneleri alındıktan sonra geri kalan kısmı. |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Keşik
| Sıra |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Kevük
| Mısır biçildikten sonra tarlada kalan kısım |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Kırık
| Ormanın kesilmesiyle (kırılmasıyla) elde edilen tarla bahçe |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Kıtık
| Makattaki içi saman dolu kırlent. Makatın arka kısmına, yaslanmak için konulurdu. |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Kirmit
| Mantar |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Koğuz (Kovuz)
| Tam dolu değil, tam kapalı değil |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Kolan
| Örülerek yapılan, yassı, kalın ip |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Kozak
| Ham |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Köhnemiş
| |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Kömüş
| Manda |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Kubat (Gubat)
| Kaba, ahenksiz |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Kulun
| At yavrusu |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Kurna
| Musluk |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Külek
| Tahtadan yapılmış yağ kabı |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Külünk
| Balyoz |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Külüsdür
| Kaba, yol yöntem bilmez |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Kümbül
| Şişman, tombulca |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Mada
| Madasız, madam çekmiyor. Keyif. İştah |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Mahna
| Bahane |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Makat
| Duvara hizalı, sırt dayama yeri olmayan kısa uzun ahşap oturak. Divanın kısa ve sert olanı denilebilir. |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Masti
| Hey ve sepet örmek için kullanılan fındık dalı. Masti ismi verilen fındık dalından 4-5 tane çubukluk üretilir. Sepet ve hey örmek için bu çubukluklar kullanılır. |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Mencük
| Zayıf, fersiz |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Mene
| Yaş (Köpekler için) |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Mesö (Ö uzun)
| Dedikodu |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Mısmıl
| Usulüne uygun kesilmiş, etinin yenmesi helal hayvan. Murdar(mundar) karşılığı |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Mitil
| Yorgan, yatak yapımında yün veya pamuğun, içine doldurulduğu kumaş |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Mudara
| Minnet. Ör: Kimseye mudara etmem. 2. Anlam: Sağlam değil. |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Mundar
| Murdar |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Mustur
| Yiyip içmede aşırı titiz. Başkasının yediği kaptan yemek yemeyen, içtiği bardak vs ile su içmeyen anlamında olumsuz bir sıfat |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Mükkem (Muhkem)
| Sağlam |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Mülevves
| Sabitleştirilmemiş. Sonucu ve ayrıntıları netleştirilmemiş iş anlaşması. 2. anlamı: sağlam yapılmamış iş |
Gönderen:Fatih Yaran |
|
Nalun (Navlun)
| Motorlu araçlarda kişi başına yolcu ücreti |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Nodul
| Övenderenin önündeki , çivi ucu gibi demir. Hayvanı dürtmek için kullanılır |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Ocak
| Evde ateş yanan yer, şömine |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Ödlek(Ötlek)
| Korkak |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Ökleme
| Hayvanı bulunduğu ortamdan çok uzaklaşmadan yayılması için beş-on metrelik iple bir kazık veya ağaca bağlanması |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Ömeç (Ö uzun)
| Yağ sürülmüş ekmeğin küçük parçalara bölünmüş hali |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Ör almak (Ö uzun)
| Gebe olmak (Dişi hayvan için) |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Öse (Ölerin ikisi de uzun)
| Ateşin altından alınan ve başka bir yerde ateş tutuşturmak için kullanılan ucu yanmakta olan odun, dal |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Ösemek
| Döllenme ihtiyacı duymak (Dişi hayvan için) |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Ötürük
| İshal olmuş (Dana v.s) |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Pastaf Atmak
| Hava atmak |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Patalak
| İri büyüyen çocuk |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Peşkir
| Havlu |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Peşko
| Soba |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Peştembal
| Kadınların beline bağladığı bir tür önlük |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Pey
| Taş duvar. Arazilerin sınırlarında yol kenarlarıda yapılmış taş duvar. |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Peyinsimek (Payınsımak)
| Hesaba almak önemsemek |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Pezük
| Pazı |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Pilla Böcük
| Uğur böceği |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Posul
| Elmanın fırına atılıp kızgın ısı ile pişmişi |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Praçal
| Perişan |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Pünnük
| Kümes |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Sağlım
| Sağılan , süt veren(hayvan, inek). Sağlımın var mı? |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Sakırtlak
| Bir tür böcek |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Saldıç
| Sağdıç |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Savmak (Değirmen)
| Çalışmadığı zamanlarda değirmene giden suyun oluktan dışarı akmasını sağlamak. Deyim: Suyu savuk değirmene dönmek (Yanına kimse uğramaz olmak). |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Sayvan
| Evin yanında üstü kapalı, yanlarının bir kısmı açık mekan |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Sef
| Yanlış, hatalı |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Sekmen
| Bir kişinin oturması için tahtadan yapılan, boyu genelde 30 cm civarında olan, basit oturak |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Semelik Çekme
| Aş erme |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Sepken
| Rüzgarlı yağmur |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Serentü
| Uzun süre dayanacak gıda maddelerinin kuruması ve beklemesi için tahta veya çit çalısından yapı |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Seyirtmek(Seyitmek)
| Koşmak |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Sıfın
| Değirmende olukta birikip çarka gidecek suyun debisini ayarlamak için oluğun çıkış ağzına yerleştirilen ahşap malzeme |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Sibek
| Çeşmelerde depodaki suyun akmasını önleyen, ağaçtan yapılma tıkak |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Sile (Tenekeyi sile et)
| Teneke ve benzeri kapların katı cisimle doldurulurken, kabın üst seviyesi ile aynı olacak şekilde (bu seviyeyi aşmadan) doldurulması. Ör: Tenekeye fındık doldurma |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Soyka (Kaybana)
| |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Sömelek
| İş yapmak istemeyen uğuşuk adam |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Söykenmek
| Yaslanmak |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Sunmak
| Ağzını yiyecek veya içeceğe hafiften değdirmek veya kenarından az almak. Daha çok kedinin kaçamak anında bir yiyecekten veya içecekten yararlanmak isterken yakalanması için kullanılır ve "Ona kedi ağzını sundu" denir. |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Sümüç
| Bir elin parmakları açılmışken baş parmak ucu ile işaret parmağı ucu arasında kalan mesafe. Karıştan daha kısadır. |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Şalak
| Aşırı olgunlaşmış(salatalık) |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Takaz
| Laf sokma, laf dokundurma |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Takılcak
| Değirmende mısırın yada buğdayın düzenli akmasını sağlayan alet |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Takır
| Kendirden ip yapma aleti |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Talpalamak
| Karıştırmak |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Tam
| Samanlık |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Tam (Dam?)
| Mahsul zamanı gibi belli mevsimlerde, geçici bir süre ikamet edilen küçük derme çatma yapı |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Tavşut
| Bahçede yetiştirilen yeşillik, yiyecek |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Tırık
| Gergin. İpi tırık bağla |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Tille
| Atın semerine bağlanan ip. Çalı vb. malzeme taşımada kullanılır |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Tirendez(Tir-endaz)
| Şık giyimli, temiz, giyimde ve yürüyüşte (çamura karşı) titiz |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Tirki
| Küçük yal kabı (gerdelin küçüğü). |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Tokaç
| Ağaçtan çamaşır dövme aracı (yıkamada kullanılır) |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Tolas
| Kıyı, köşe |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Tömzelik
| Fırının bir tür bacası |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Tönzelik
| Ahırın ışık ve hava alması için yapılan küçük pencere |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Uhra
| Yufka açarken hamurun üstüne dökülen, çökünce öğütülmüş un, nişasta |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Ünnük(öğünlük)
| Değirmenlerde bir günlük yetecek kadar un.3-4 kg |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Ürümcek
| Sallamak. Beşik ürümek. |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Ürünmek
| Sallanmak, salınmak. Ürüne ürüne yürüyor. |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Vazalak
| Olgunlaşmamış insan |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Vire
| Durmadan, sürekli |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Vittik
| Baharın çocukların daha çok yaykın ağacının ışkınından (ince ve genç dal) yaptığı bir tür düdük. Bunu yaparken "Vittik vîlâ, karga dîlâ, dağlar taşlar koptu, sen de kop gel" denirdi. |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Yağlaş (Yağlı aş)
| Fırınlanmış mısır unundan yapılan yemek |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Yama
| Çok dik arazi. Ör: Yama kırık |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Yangalak
| Yalan söyleyen güvenilmez kişi |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Yaykın
| Bir ağaç türü. Kızıl ağaç |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Yel Atığı
| Mecazen: Çok zayıf insan. Özellikle kadın, kız |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Yennik(yeğnik)
| Hafif |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Yeygü
| Hayvanlara verilen ot ve benzeri yaş yiyecek |
Gönderen:Şehittin Yaran |
|
Yiti
| Ekşi |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Yivlemek
| Kazık vb lerin ucunu sivriltmek |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Yumak
| Yıkamak |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Yunacak
| Yıkanacak, kirli |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Yunmak
| Yıkanmak |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Yunmuş-yıkanmış
| Tertemiz, iyi |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Yunuk
| Yıkanmış |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Zahra
| Öğütülmek üzere değirmene götürülmüş mısır v.s ve öğütülen un |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Zalit
| Uç kısmından süpürge yapılan bitki |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Zenek
| Cılız. Taneleri olmayan mısır |
Gönderen:Rahmi Yaran |
|
Zıpçık
| Meyve sapı |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|
Zöğül(zövül)
| Kaba insan |
Gönderen:Nurettin Yaran |
|